24 Temmuz Basın ve Gazeteciler Bayramı…
Her yıl 24 Temmuz günü kutlanan bayramımızın bu yıl 111. Yıldönümü…
Osmanlı İmparatorluğu zamanında çıkan, bütün gazeteler sansür memurları tarafından kontrol ve denetim yapılıyordu. Türk basınına uygulanan bu sansür 10 Mayıs 1876 tarihinde idi. 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci meşrutiyet yürürlüğe girdikten sonra bu sansür uygulamasına son verildi. Bu uygulama bitmesiyle beraber “sansürün kaldırılması” olarak adlandırılıyor. Her yıl 24 Temmuz günü ise kutlanmaya devam ediyor…
Objektif, tarafsız, yalansız ve ilkeli haber anlayışımızı bozmadık, bozmayacağız da…
Bazen eleştirildik, bazen de eleştirdik.
Eleştirildiğimiz de, bu haklı eleştiridir dedik, sustuk…
Biz eleştirdiğimiz de, bazen tavır alındı, bazen de konuşulmadı. Ama biz yine ne olursa olsun tarafımızdan vazgeçmedik…
Partili, partisiz veya herhangi bir kurum, her kesime cevap vermeye çalıştık ve devam ediyoruz…
Talepler doğrultusunda, her haberi yapmaya gayret gösterdik…
Bu bağlamda, tüm meslektaşlarımızın, 24 Temmuz Basın ve Gazeteciler Bayramını kutluyor, sağlık ve esenlik diliyorum…
Bizleri ziyaret eden AK Parti Vakfıkebir İlçe Başkanı Ahmet Uzun ve yönetimine, Türk Kızılay Doğu Karadeniz Bölge Kan Merkezi Müdürü Dila Baran ve Vakfıkebir Müftümüz Hüseyin Köksal’a bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum…
Ayrıca telefon ile arayıp, mesaj atanlara da ayrıca teşekkür ediyorum…
Değerler hissettirilince güzeldir…
Hissettirilmeyen değerler, lafta kalır ve rafa çıkar…
********************
“BİR DEĞİL, İKİ DEĞİL, ÜÇ DEĞİL”
02 Temmuz günü bir haber yapmıştım…
Ardından o haftaki gazetemizde Başyazı olarak ta kaleme almıştım…
Bu haberimiz, yaya kaldırımını işgal eden bir markete ait kamyondu…
Ne oldu, birçok yorum geldi. Sonrasında 22 Temmuz günü aynı market, aynı yerde yine yaya kaldırımı işgal etti. Yine birçok yorum geldi. Bazı vatandaşlarımız bu marketlerdeki çalışan insanlarımız olduğunu yazdılar. Evet, doğru; bu marketlerde de çalışan insanlarımız var. Ama o kamyonun malzeme boşaltması ve insanların kaldırımı kullanmasına izin vermiyorsa, buradaki çalışan insanlarında bu konuyu düşünmeleri ve o kamyona müsaade etmemeleri gerektiğini düşüyorum…
Ne olursa olsun, insanlar için yapılmış olan yerleri kimse işgal edemez. O kaldırımlardan yürüyen insanlara, asfalttan yürürken bir araç çarpsa ne olacak?
O zaman bunu hesabını kim verecek?
Hayat o kadar ucuz değil.
Sürekli olarak bu kamyon burada malzeme boşaltıp, yaya kaldırımını işgal ediyor.
Sadece meraktan soruyorum, acaba bu kamyona ceza kesildi mi?
Herhangi bir bilgilendirme yapıldı mı?
Buna ceza kesmek ve bilgilendirmek, kim yada kimlerin görevleri?