ANAYASA MAHKEMESİ HAK İHLALİ KARARLARI II

Boşanma Davasında Yapılan Kayıtların Delil Olma Niteliği

  1. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiği – Delil Takdirinde Hata Olduğu

Anayasa Mahkemesine yapılan 2012/354 numaralı başvuruda; yargılama sırasında yapılan uygulamaların eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, dosyaya karşı tarafça sunulan CD’lerin delil olma niteliği sorgulanmadan delil olarak kullanıldığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek, ihlalin tespitiyle yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Başvuruya konu yargılama evrakının incelenmesinden, iddiaya konu CD’lerin davalı tarafça delil olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Gerekçeli kararın tebliği sonrasında başvurucu vekili tarafından, söz konusu CD’lerin gerekçeli kararın dayanağını oluşturduğu belirtilerek örneğinin talep edildiği fakat, söz konusu talebin 27/2/2011 tarihli hâkim havalesi ile, kararın kesinleşmesi halinde örnek verilmesi şerh düşülerek reddedildiği, bunun üzerine 2/3/2011 tarihinde başvurucu vekili tarafından, gerekçeli kararda CD’lerin başvurucu tarafından internetten indirildiği kabulüne yer verilmesine rağmen söz konusu delilin yargılama sürecinde kendilerine tebliğ edilmediği ve kararı temyiz etme hususunda CD içeriklerine vakıf olmalarının gerektiği belirtilerek tekrar talepte bulunulması üzerine, Mahkemece CD örneklerinin çıkarılarak başvurucu vekiline verilmesi yönünde evraka şerh düşüldüğü görülmektedir. Başvurucu tarafından verilen temyiz dilekçesi içeriğinde, hükme dayanak yapılan CD’lerin kendisi tarafından internetten indirildiği kanaatine nasıl ulaşıldığı, söz konusu CD içeriklerinin kim tarafından, ne zaman ve nasıl oluşturulduğunun tespit edilmediği ve içeriklerinde ne olduğunun tartışılmadığı belirtilerek ilgili delile itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Gerekçeli karar evrakında hükme esas alınan bir delil olarak yer almasına ve içeriğindeki görüntülerin başvurucu tarafından internetten indirildiğinin tespit edildiği bilgisine yer verilmesine rağmen, yargılama sürecinde söz konusu delil içeriğinin başvurucu tarafından ulaşılabilir kılınmadığı ve bu suretle söz konusu delilin çelişmeli bir usulde tartışılarak savunmada bulunma imkânının sağlanmadığı, ayrıca ilgili delilin ne şekilde, kim tarafından, nasıl hazırlandığını tespite imkân verecek surette bilirkişi incelemesi yaptırılması yoluna gidilmediği gibi, delil içeriğinin dahi gerekçeli kararda ayrıntılı olarak açıklanmadığı ve kanun yolu merciince de ilgili eksikliklerin ikmali cihetine gidilmediği anlaşılmaktadır.

Mevcut başvuruda Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkının ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

  1. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edilmediği – Delil Takdirinde Hata Olmadığı

Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2012/1146 numaralı başvuruda; özel hayatına ilişkin unsurlar içeren CD kaydının aleyhine açılan boşanma davasında hükme dayanak olarak kullanılması ile adil yargılanma hakkına aykırılık oluşturduğunu ileri sürerekyeniden yargılama yapılmasını talep etmiştir.

Başvuruya konu yargılama evrakının incelenmesinden, bahse konu davanın şiddetli geçimsizlik olgusuna dayalı boşanma davası olduğu, iddiaya konu CD’nin davacı tarafça delil olarak Mahkemeye sunulduğu, başvurucu tarafından da CD içeriğinde yer alan ve kendisine ait olan beyanların davacı ile yaptığı bir tartışma kapsamında kaydedilmiş olduğunun belirtildiği, CD içeriğinin bilirkişi vasıtasıyla dökümünün yaptırıldığı ve içerikte başvurucu tarafından davacıya kişilik haklarının ihlali olarak nitelenen sözler söylendiğinin tespit edildiği görülmektedir. Söz konusu CD’nin delil olma niteliğinin Mahkemece değerlendirildiği ve gerekçede de CD’de yer alan konuşmaların tarafların ortak hayatlarının sürdüğü müşterek hanede yapıldığı ve bu yerin özel alan olarak nitelendirilmesinin evlilik müessesesi ile bağdaşmayacağı belirtilerek ilgili delile değer atfedildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. CD içeriği ve bilirkişi raporuna başvurucu tarafça vakıf olunduğu ve içeriğindeki beyanlar kabul edilmekle birlikte bir tartışma sonrasında söylenilen sözler olduğu belirtilerek delil içeriğine erişilerek tartışıldığı, yargılama sürecinde şiddetli geçimsizlik olgusunu ispat için gösterilen taraf tanıklarının da dinlenildiği ve Mahkemece söz konusu deliller kapsamında, başvurucunun davacıya karşı sözlü ve fiili saldırılarda bulunduğu tespitlerine yer verilerek şiddetli geçimsizliğe neden olan olaylarda kusurun ağırlığının başvurucuda olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.

Başvurucu tarafından delil niteliği tartışılan CD’nin çelişmeli bir yargılamada tarafların iddia ve beyanları kapsamında incelendiği, delillerin değerlendirilmesi bağlamında yargılamayı hakkaniyete aykırı hale getirecek bir bulguya rastlanılmadığı anlaşılmakla, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar verilmiştir.