BANKA VE MÜŞTERİ SIRRI

“Bankalar; mevduat kabul eden, fon toplayan, topladığı kaynakları sermaye ihtiyacı olan gerçek ve tüzel kişilere kredi olarak aktaran finansal kurumlardır”. Gerçek ve tüzel kişilere ait verilerin bankalarla paylaşılması bankalara bu verileri koruma yükümlülüğü yüklemektedir.

A- BANKACILIK SIRRI

Bankacılık sırrı, hem banka sırrını hem de müşteri sırrını kapsayan bir üst kavram olarak kullanılmaktadır.

MÜŞTERİ SIRRI

Müşteri sırrı ile kişisel veri arasında ikilem yaşanmaktadır. Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 3. maddesinde, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak tanımlanmıştır. Bankacılık Kanunu madde 73’te ise müşteri sırrı kavramı özel olarak tanımlanmıştır. Müşteri sırrı; sadece bankacılık faaliyetine özgü olarak banka-müşteri ilişkisi kurulduktan sonra oluşan gerçek ve tüzel kişilere ait verileri ifade etmektedir. Bu nedenle müşteri tanımı önem arz etmektedir. Bir kimsenin müşteri sayılabilmesi için, çeşitli banka işlemlerine girişmesine veya hesap açmasına; sürekli işlem yapmasına gerek yoktur.

SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNE DAİR YASAL DÜZENLEMELER

Bankacılık sırrının saklanmasından yararlanan kişiler; müşteriler ve müşterilerle bağlantılı üçüncü kişiler ile bankalar, bankaların bağlı ortaklık, iştirak ve birlikte kontrol edilen ortaklıklarıdır.

A- TÜRK CEZA KANUNU

Türk Ceza Kanunu madde 239; “(1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikâyet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.

(2) Birinci fıkra hükümleri, fenni keşif ve buluşları veya sınai uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır.

(3) Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Bu halde şikâyet koşulu aranmaz.

(4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Ancak; bankacılık sırlarının açıklanması suçunu hukuka uygun hale getirebilecek olan kanun hükümleri olarak Türk Ceza Kanunu madde 278’de düzenlenen “suçu bildirmeme” ve aynı Kanunun 279. maddesinde düzenlenen “kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” suçları da göz ardı edilmemelidir. Ayrıca; meşru savunma, hakkın kullanılması ve sır sahibinin rızası ilgili suçu hukuka uygun hale getirir.

B- BANKACILIK KANUNU

Bankacılık Kanunu madde 73; “Kurul başkan ve üyeleri ile Kurum personeli, Fon Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon personeli görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamazlar. Kurumun dışarıdan destek hizmeti aldığı kişi ve kuruluşlar ile bunların çalışanları da bu hükme tâbidir. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder’’ şeklinde devam etmektedir.

Bankacılık Kanunu madde 159; “Bu Kanunun 73’üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen yükümlülüğe uymayanlar için bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adlî para cezası hükmolunur. Banka ve müşterilere ait sırları açıklayan üçüncü kişiler hakkında da aynı cezalar uygulanır.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen kimseler sırları kendileri ya da başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklamış olursa verilecek cezalar altıda bir oranında artırılır. Ayrıca, fiilin önemine göre sorumluların bu Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev yapmaları, iki yıldan aşağı olmamak üzere geçici veya sürekli olarak yasaklanır.” şeklinde düzenlenmiştir.

C- TÜRK TİCARET KANUNU

Hukuki niteliği itibariyle bankacılık faaliyetinin TTK md. 12 anlamında bir “ticari iş” olduğu söylenebilir”. Yine “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64, 65 ve 82’nci maddeleri ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 42’nci maddesi uyarınca, bankaların gerçekleştirdiği işlemlerle ilgili belgeleri 10 yıl süreyle saklama yükümlülüğü bulunmaktadır”.

Banka sırrı Türk Ticaret Kanunu’nda doğrudan yer almamakla birlikte haksız rekabet kapsamında değerlendirilebilir. Bu sebeple banka sırrının, bankanın bir çalışanı veya banka sırrına vakıf olan bir görevlisi veya bu kişiler aracılığıyla üçüncü bir kişi tarafından sır saklama yükümlülüğüne aykırı olarak haksız rekabet teşkil edecek biçimde elde edilmesi, kullanılması veya açıklanması durumunda banka tarafından haksız rekabete ilişkin hükümlerine başvurulabilir.