BEYAN VE DEMOKRASİ ÜZERİNE BİR YORUM

Kompozisyon beyan, maani ve bedi kelimelerinin üçüne birden verilen isimdir.   Beyan, açıklık demek olan beyn kelimesinden gelir, istiare ve kinaye gibi yüksek edebi sanatlarla anlatmaktır. Bedi’ güzel sanatlarla, maanî gramere uygun olarak izah etmek demektir. 

Kuran, Allah’ı somut ve soyut olarak anlatır (İsra Suresi, 110) gösterir. Soyut boyutu Allah, somut boyutu ise Rahmandır. İsimleri içinde bu ikisi sadece özel isimdir, bunlar doğrudan insana verilmezler. İşte: “Rahman olan Allah Kuran’ı peyderpey öğretti. İnsanı yarattı, ona beyanı anlama ve anlatabilme yeteneğini verdi.” (55/1-4)  somut ilahi boyut olan evren içinde en üst seviye insandır, onun da en zirve durumu da beyan becerisidir. Beyan olmazsa insanın hayvandan farkı olmaz.  Gerçek beyan olan Kuran, soyut ve somutun dengesini yani ikili yapıyı anlatır, güzellik çirkinlik, iyi kötü, artı eksi gibi. Bu zıtlıklar olgunlukların ifadesidir, zıtlık yoksa olgunluklarda yoktur.

 Âdemi âdem yapan onu diğer varlıklardan üstün tutan namaz ve oruç gibi değerler vardır. Namazın Farsça telaffuzu nim-ez’dir. Yani insan namaza dururken ben (ez) yarımım, noksanım, ey sonsuz Allah’ım, sen beni tamamla, manasında kullanılmıştır. Arapçada ki namaz(salat) kelimesi ise destek almak manasındadır. Oruç ise gün boyunca korunan ibadet demektir. Eski milletlerde gün kavramı şafaktan akşama kadar idi. İbadet kelimesi, pürüzsüz bir şekilde bağlılık demektir. Köleye de Arapçada abd denilir, çünkü köle efendisine bağlıdır. Hür insan için abd, Allah’ın sonsuzluğuna entegre olma manasındadır.  Sadece Sonsuza ibadet edilir, diye semavi dinlerde temel bir esastır, aksi halde şirk ve putperestlik olur.

Yazarlar önce her birisi, bir tuğla gibi olan bilgileri toplar onları duvar gibi dizerler kendi sanat ve zekâlarını da o tuğlalara harç yaparlar. Buna nazm-ı maani denilir.  Kompozisyon, bilgi toplama ve o bilgiyi tuğlalar gibi dizme sanatıdır yani hem ilimdir hem de sanattır.

 İnsan üretemeyince kendi içine kapanır, kendine tapmaya başlar, kendine âşık olur. Onun için, üretici olamayan kadınlar, gerçek manada âşık olamazlar. Bunun da Adı Narsisizmdir. İnsanoğlu erkeğiyle kadınıyla kendini eksik ve muhtaç bildikçe yükselir, bilinçaltındaki derin kapılar ona açılır gerçek insan olur. Yeryüzünde Allah’ın yerine yönetir.

Demo halk, krasi de yönetim demektir. Bediüzzaman, demokrasiyi yaygın eğitim ve yaygın medeniyetin varlığının şartına bağlar. Medeni olmayan insanlarda demokrasi uygulanamaz. Cahillerin eğitimi gerçeği anlamayan çocukların eğitimi gibi zor kullanmakla olur. Önce eğitim ve anlatma kabiliyeti, sonra demokrasi lazımdır. 

 OSMAN KOYUNCU 0535.760.48.39 VAKFIKEBİR TRABZON