Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda savaştan yeni çıkmış bir ülke ürettiği mamulünü işlemek için yarattığı bir sektör olarak uzun yıllar gündemdeki yerini korudu.
Atalarımızdan dinlediğimiz kadarıyla kıtlık yıllarında ülkemizin bir akçeye ihtiyacı olduğu zamanlarda kendi buluşlarıyla kıtlığa ayak direnmeye çalışılmış. Bu fırınlar yapılırken bu günlerde olduğu gibi ne kalebodur, ne çimento, ne de kirecin olmadığı dönelmede ham maddesi Kara taş ve çamur olan kara fırınlar icat edildi. Bu buluşu arkasından el değirmenleri destekledi ve ikisi de bu günlerde yok olmaya yüz tuttu.
Hem ekmek pişirmeye hem de Mısır, fasulye gibi birçok bakliyatı kurutmak için o yılların en önemli buluşu olarak kabul edilmiş. Bu fırınlar gibi Cumhuriyet ve öncesinde bulunan buluşların gün geçtikçe değerlerini kaybediyor. Belki ekonomik olarak pek faydalı olmasa da otantik olarak korunması gerekiyor.
Bizim önerimiz ise belki ekonomik olarak bir değerleri yok ama geçmişlerin hatırası olarak yaşatılması gerektiğine inanıyoruz. Lütfen kimlerin evinin önünde varsa bu değerlere sahip çıksınlar.
Çıkılsın ki gelecek yıllarda Karadeniz Bölgesinin turizm cenneti olacağı düşünülürse görsel olarak göstereceğimiz en azından bir şeyimiz olduğunun bilinmesinde fayda var.
>Mehmet Bülent ALP