DOĞRULUK VE YALAN ÜZERİNE BİR YORUM

Sıdk(doğruluk); bir şeyin gerçek karşılığının olması,  kizb(yalan); bir şeyin gerçek karşılığının olmaması manasındadırlar. Dini kelimeler tam ve gerçek manasında kullanılmazsa İslam tam anlaşılmaz. Bu durum insanlığı hayvanlık seviyesine indirir. Kişi yalan söyleyince kalbinde siyah bir leke oluşur. Yalan söylemeye devam ettikçe büyüyen bu leke kalbi tamamen kaplar ve simsiyah olur. Böyle bir kişi yalancılar arasında yazılır. Allah tövbe süresinde; “ Ey iman edenler Allah’tan sakının ve doğrularla beraber olun diyor”. Aksi halde toplum bozulur, karmaşa başlar. Toplumun korunması için bazı insanlar bir kurtarıcıyı yani Mesihi beklerler. ”Mesih gelsin dünyayı düzeltsin” derler. Mesih mana olarak kokulu yağla sıvanmış kurtarıcı kral demektir. Bazen insanlık Mesihi bulayım derken süper yalancı birini(deccal) bulur. Bu kişi kendini Mesih ilan eder, sıkıntı ve zorluklar katlanarak devam eder. Hz. İsa’ya da Mesih, deccala da Mesih denir. Hz. İsa, Hz. Musa’nın dinine yeni bir anlayış getirdiği için mesihtir, deccal ise Hz. Muhammed’in dinini değiştirip yalancı bir din anlayışı getirdiği için ona da Mesih derler. 

İslamiyet’in esası ve imanın özelliği doğruluktur. Doğruluk bütün olgunlukların ve yükselmenin kaynağıdır. Eğer doğruluk kalkıp araya yalan girerse rüzgâra oyuncak olan yapraklar gibi o insanda topluma oyuncak olur. Bediüzzaman, ahir zamanda siyaset kanalı ile yalan o kadar yayılacak ki şeytan yerine siyasetteki yalancılıkla insanlar imanlarını kaybedecekler diyor.

Eski insanlar ilim olarak çocuk seviyesindeydi. Bu insanlar yalan söyleseler de bu zamanın müthiş yalancılarının yanında bunların yalanları hiç kalır. Güneşin ısı, ışık ve renk gibi özelliklerinin bir su damlası ve ya kum tanesinde çok küçük miktarda bulunması özelliğine holografi denir. Kuran’da bunun gibi küçük bir parçası Kuran’ın bütününü yansıtır. Kuran’da 200 dolayında doğruluk ve yalan kelimeleri geçer. Her bir yerdeki manası başka olmasına rağmen her bir yer Kuranın bütününü yansıtır, doğruluğun önemini yalancılığın ne kadar kötü bir alışkanlık olduğunun gösterir.

Peygamberimiz :“Dört haslet vardır ki kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir.  Emanet edilince hıyanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husumet edince haddi aşar. İnsanların Allah’a yaptığı ibadetlerin en güzeli doğruluk; en çirkini ise yalancılıktır.

OSMAN KOYUNCU 0535.760.48.39. VAKFIKEBİR TRABZON