GAZİNİN ARDINDAN!

Geçen haftaki köşe yazımda Milli ve manevi duygularımızın tavan yaptığı bir haftadayız demiştik.

Gerçekten öyle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. Yıl dönümünü kutladık. Ya ardından 1974 Kıbrıs çıkarmasına bizzat katılan gazilerimizden Şükrü Muratoğlu vefatıyla milli duygularımız taban yaptı. Merhum gazimiz Şükrü Muratoğlu’na Allah’tan rahmet ailesine ve Türk Milletine sabırlar diliyoruz.

Merhum gazimiz için askeri tören düzenlendi ve tabutuna şehitlerimizin kanından rengini almış Al Bayrağımıza sarıldı. Defin sırasında tabutuna sarılan bayrak İlçe Kaymakamımız tarafından merhum Muratoğlu’nun oğluna teslim edildi.

Merhum gazimizin cenazesinin Pazar günü olması nedeniyle katılım şahsen umduğumdan çok daha az oldu. Törene Trabzon Valisi Sayın Aziz Yıldırım, Alay komutanı Tuğ General İsmail Erdem, İl Emniyet Müdürü, Murat Esertürk, Vakfıkebir İlçe Kaymakamı Dr. Hacı Arslan Uzan, Belediye Başkanı Fuat Koçal, Ailesi ve vatandaşlar katılırken gözünden kaçmayan cenaze töreninde gazilerden kimseyi göremedim ve çok garibime gitti. Bildiğim kadarıyla burada gaziler derneği de var. Bu kadar mı iletişimsizlik olur. Hiçbir gazimi arkadaşlarının vefat ettiğini duymadı. Çok garip değil mi?

Biliyorum birçoğumuzun da bahanesi hafta sonu olunca duymadık, köydeydik falan filen. Bunların hiç biri bahane olamaz ve de olmamalı. Biz bu muyuz? Hayır, bu değiliz.

Hani hep slogan atarız ya “Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez” Merhum Milli Şair Akif ne güzel demiş “sahipsiz olan vatanın batması haktır, sen sahip çıkmazsan bu vatan batacaktır” gazisine sahip çıkmamakla ilçe olarak sınıfta kaldığımızın resmidir.

Cenaze törenine katılmadık bahanemiz vardı diyelim. Peki, Akşam Merkez Eski Camii’nde okunan

Kur-an’ı Kerim’inde yine yoktunuz. Beki buna ne diyecektiniz. Yağmur yağardı ıslanmayalım diye mi gelemediniz! Toplan 20-30 kişi vardı Camide bunu da bilin. Çok yazık. Benim canım çok yandı. Umarım sizlerde biraz empati yaparsınız. Bugün Merhum Muratoğlu’na yarın sizi/bize bilesiniz istedim.

Vatan aşkı kara bir sevdadır, bu sevda da ancak kara toprakta biter. Merhum Muratoğlu için bu sevda bitti. Ancak bizler/sizler bu sevdayı toprağa koymadan ne yazık ki bitirdik.

1974 yılında Ülkemiz için var oluş sembollerinden biri olan Kıbrıs ve çıkartması “Türk Milletinin onurundan başka bir şey değildi” Bu onuru da Yüzlerde şehit ve gazilerimizin sayesinde kısa bir sürede dünya milletlerine gösterdik. Sonuç olarak Türk Milletinin Türk’ten başka dostu olmadığının da gördük. Ama olsun bu vatan için nice beteler ödedik, gerekirse yinede öderiz.

Biz Türkler, elinde al bayrağı ve dilinde tekbirlerle ölüme her zaman niyetlenen bir milletiz. Çünkü aşkı vatan olanlar tarih boyunca hiçbir zaman yanılmadılar.

Analar, Ölümünü şahadetle taçlandıracak binlerce yiğitler doğurdu. Bu can cansız olur, fakat vatansız olmaz. Koca Türk Milleti, vatan nöbetini canıyla tutar, sonucunu da kanıyla imzalar.