“HAMSİ 10 TL, KOKUSU BEDAVA”


Belki de birkaç hafta daha bu kokuyu Vakfıkebir’de içimize çekeceğiz…
Neden ama?
Bu insanlar, bu kokuyu koklamak zorunda mı?
Birileri para kazanacak diye neden mecbur kalıyoruz?
Bu hafta insanların yüzlerinde farklı bir ifade vardı…
Vakfıkebir’de bu koku yüzünden, insanlar burunlarını parmaklarıyla kapatarak yürüdü…
Vakfıkebir böyle iken Çarşıbaşı halkını düşünemiyorum. İnsanlar orada sokağa çıkamaz hale geldiler…
Vatandaşımıza bu koku zararlı mı değil mi, bilmiyorum ama maddi yönden zararlı…
İnsanlar burunlarını tıkadılar. Evlerine gittiler. Üstlerine bu koku sinmiş, ne yapması gerekiyor. Üstünü başını yıkaması, doğru mu?
Evlerde yıkanan çamaşırlar ne halde ve bunun gibi insana zarar getirecek masraflar…
Vakfıkebir liman girişi-içi komple balık yağı ve kanı ile kaplı. Denizin üzerinde her şey adeta belli…
Bu bir kirlilik, belki denizde yaşayan canlılara bir zararı yok ama hem limanda bulunan kayıklara hemde görüntü kirliliği yaratması…
Biz bu olayı haber yaptık. Bazı yerlerle görüştük ama çözüm yok…
Sahil güvenlik ya da Çevre ve Şehircilik il müdürlüğü gelip, ceza yazıp gidiyorlar...
Bunu yapanlar, bu cezayı yedikten sonra duruyor mu?
Hayır…
Ne oldu şimdi…
Hiç kimse buna bir çözüm sağlayamıyor…
Bu insanlar bunu çekmek zorunda değil…
Ne olursa olsun…
Ben para kazanacağım diye insanları hiçe sayabilir miyim?
Nerde kaldı adalet…
Sosyal sayfamızda bir bu olayı yayınladık. Birçok takipçimiz bu konuda rahatsız. Bazıları ise memnun, biz bu kokuyu çekeriz diyorlar. Her insanın görüşü aynı olacak diye bir şey yok, kimi bu pencereden kimileride başka bir pencereden bakabilir. Benim düşüncemle de ötüşmeyebilir. Her insan hür ve bireydir…
Bu kokuyu çekmek isteyen buyursun çeksin…
Ben ve benim gibi düşünenler çekmek istemiyor…
Bir arkadaşım şöyle bir ifade kullandı;
“Hamsinin kilosu 10 TL, kokusu bedava”
Hem para vererek alacağız hemde kokusunu da bedava biz çekeceğiz…
Ne güzel oldu değil mi?
*******************
Bu hafta Vakfıkebir Oda Başkanlarımız bizleri ziyaret etti…
Haberlerimizi ve yazılarımız için bizlere teşekkür ettiler…
Vakfıkebir’i konuştuk, tartıştık. Olması gerekenleri tekrar tekrar yineledik…
Bizleri unutmayarak destekleyen oda başkanlarımızı, bu ince düşüncelerinden dolayı, kendilerine teşekkür ediyoruz…
Biz hep birlikte Vakfıkebir’iz diyorum…