ÖĞRENCİLİK YILLARIMIZDAN 70 YIL GERİYE GİDELİM

Değerli Büyükliman Bölgesinin tek resmi basılı yayın organı olarak haftada iki gün okurlarıyla buluşan ‘’Büyükliman Posta Gazetesi’’ her ne kadar sosyal medya çıktı çıkalı teknolojik aletlerden bilgi edinilse dahi biz emekçi gazeteciler için yazılı basının yeri bir başkadır. Bizler bir anlamda yazdıklarımızı bir sayfa da olsa kayıt altına almak isteriz. Yurdumuz genelinde olduğu gibi Trabzon Bölgesinde de 2024-2025 eğitim öğretim yılı milli eğitim bakanlının takvimi nezdinde Eylül ayı itibariyle öğrenciler, öğretmenler onlar kadar ailelerinde eğitim maratonu başlamış oldu.

Emekli Öğretmenlerimizden Gazi Üniversitesi 1980 mezunu şuan Ankara’da ikamet eden Amasya İline bağlı Gümüşhacıköy sakinlerinden araştırmacı yazar 1’i basılı olmak üzere 8 tanesi de basıma hazırlanan Mevlüt Kaleli tarafından kaleme alınmış ‘’Kara Eylülün Kırdığı Güller’’ kitabının kapak kısmımdan küçülterek alınmış olan bir eseri içinde bulunduğumuz eğitim öğretim anısına geçmişte bizlerinde öğrencilik yıllarımıza yolculuk yapmamızı sağlayan bu yazı için kendisiyle telefonda konuşarak iznini aldık hocamız bu eser çok uzun ancak bu eserin uzun olan kısmı kitabımızda yer alıyor dedi Bizde Hocamızın kitabından bir tane aldık. İlerleyen zamanlarda kitap elimize ulaştığında siz değerli okuyucularımıza diğer eserlerden de paylaşım yapacağız. Değerli Yazarımız Mevlüt Kaleli’nin Büyükliman Posta Gazete ailesine selamlarını iletiyoruz.

Yaşı 50/ olanlar mutlaka okumalısınız; Bir solukta okuyacağınız çok güzel bir yazı.Hepsi şahsına münhasır özel üretilmiş, yokluklar içinde yetişmiş yaralı bir nesil KİM BUNLAR?

1950 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 50, en delikanlısı 70 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ İDEALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ BİR NESİL..?

Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…

Şeker çuvalından pantolon, canik lastikten ayakkabı giymiş…

Okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş, bir garip nesil…

Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış…

Hatta hiç bebeklik çocukluk resmi olmamış…

Hiç biri kreş, dershane, özel okul görmemiş…

Ama hepsi profesörlere ders verecek kadar bilgi sahibi olan bir tuhaf nesil…

Harp görmüş, darp görmüş…

Baskı, çatışma, sorguda işkence görmüş…

Karakolda sorgu da Filistin askısını, ceza evinde isyanla tanışmış.

En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…

En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…

Tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil...

Ne yaptıysa yoluyla yordamıyla kendi meşrebine uygun ahlakına yakışanı yapmış.

68’liler de 78’liler de bu neslin deli tayları, ipe sapa gelmeyen savaşçıları da bu neslin temsilcileri tarihe adlarını kanları ile yazmıştır…

Bunlar bu neslin üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…

1950 ve 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim, çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış…

Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…

Çoğu simitçilik, olmadı ayakkabı boyacısı, tamirci çırağı, inşatta amelelik, pazarcılık hamallık yaparak okul harçlığını çıkarmıştır…

Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur…

Muhanete muhtaç da olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamış.

Dik durmuş dikleşmemiş kendi şahsına münhasır özel bir nesildir…

Görevini, sorumluluğunu bilen… Onuru için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1950 ile 1970 yılları arasında doğan dinazorlar…

İyi bakın, bunlar bu son kalan kadife ye sarılmış çelik yumruk misali yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu özel neslin öfkesinden sakının.…

Bunlara iyi bakın,Çünkü bunların nesilleri tükenmek üzere…

Bunların üretimi sonlandı…

Kullanım sureleri doldu, tedavülden kalkıyor…

Neden bu nesil özel biliyor musunuz..?

Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti…

Dozer gibi dünya milletleri geçti…

Hayat bu nesli sınadı, ama tüketemedi…

Bu nesil, ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı, mezara kadar arkadaşlığı bildi…

Dostu için can vermeyi de, elindeki son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de vefayı da bildi…

Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…

Bir o kadarda merttir, hoş görülü ve merhametlidir…

Bu neslin yaşarken öğrendikleri bilgi ve kaybederken edindikleri tecrübe en büyük servetidir…

Yani bu 1950 ve 1970 yılları arasında doğan dinazorlar tam bir müzelik antika nesildir…

Onun için 1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin..!

Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…

Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin…

Sonra arar da bulamazsınız…

Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır..

Değerli Büyükliman Posta Gazetesi okurları yazarımız Mevlüt Kaleli’nin bir başka eserinde görüşmek üzere hoşça kalınız.