“ÖLÜM HALİNDE BELİRLİ İŞ SÖZLEŞMESİNİN HUKUKİ DURUMU”

Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesi olarak adlandırılır. Belirli süreli iş sözleşmesinin esaslı bir neden olmadıkça birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Yapılması halinde işbuiş sözleşmesi başlangıç tarihinden itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesi olarak kabul edilecektir. Bu kapsamda bir iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi sayılabilmesi için belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması ya da belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak yazılı şekilde yapılması gerekmektedir.

Belirli süreli iş sözleşmesini sona erdiren haller; ölüm, tarafların anlaşması (ikale), sözleşme süresinin bitimi, fesihtir.

Sona Erme Sebeplerinden Ölüm

İş sözleşmesinin taraflarından birinin ölümü, iş sözleşmesini sona erdiren sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Kural bu olmakla birlikte, ölüm halinde işçi ve işveren bakımından farklı değerlendirme yapılması gerekmektedir.

a. İşçinin Ölümü

İşçinin ölümü hali mutlak bir sona erme sebebidir. İşçinin işi bizzat görme borcu, ölümle son bulmakta ve mirasçılara geçmemektedir.

İş Kanunu’na göreiş sözleşmesi, işçinin ölümüyle kendiliğinden sona ermekte ve işveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlü olmaktadır. Söz konusu ödeme, kıdem tazminatı ödemesi olmayıp; kıdem tazminatına hak kazanılsın ya da kazanılmasın, işçinin ölümü halinde yasada belirtilen ödenmek durumundadır.

b. İşverenin Ölümü

İşverenin ölümü mutlak bir sona erme sebebi değildir. İş sözleşmesinin işverenin şahsı dikkate alınmaksızın yapılması halinde; işverenin vefatı sonrası iş ilişkisi, işçi ile işverenin mirasçıları arasında devam etmektedir.

İş Kanunu’na göre, işverenin ölümü hâlinde, yerini işverenin mirasçılarının alacağı ve bu durumda iş yerinin tamamının veya bir bölümünün devri ile gerçekleşen hizmet ilişkisinin devrine ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla uygulanacağı; hizmet sözleşmesinin, ağırlıklı olarak işverenin kişiliği dikkate alınmak suretiyle kurulması halindeyse, iş sözleşmesinin işverenin ölümüyle kendiliğinden sona ereceği, ancak, işçinin, iş sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zarar için, mirasçılardan hakkaniyete uygun bir tazminat isteminde bulunabileceği belirtilmiştir.

Örneğin, ülke çapında faaliyet gösteren ve ülkede bin ayrı şubesi bulunan ve süt ürünleri satışı yapan bir işletmede çalışan toplamda yüz bin işçinin iş sözleşmesi, iş sözleşmesinin tarafı olan işverenin ölümü ile sona ermemektedir. Bu sebeple her somut olayda ayrı ayrı değerlendirme yapılması gereklidir.

Bu noktada özellikle işçinin hizmetinin işverenin şahsına karşı ifa edilmesi ve işverenin ölümüyle iş ilişkisinin amacının ortadan kalkması önem arz etmektedir. Özel sekreterin durumunda olduğu gibi, işverenin vefatı ile söz konusu iş ilişkisi sona ermektedir.

Benzer şekilde çocuğa ve ev işlerine bakmak için görevlendirilen bakıcının görevi, geçirilen bir trafik kazası neticesinde çocuk ve ebeveynlerin vefat etmesiyle sona ermektedir.

Bir diğer örnek olarak da, bir avukatın yanında çalışan kişi verilebilmektedir. Zira avukatın vefatı ile avukatlık bürosu kapanacağından ve burada işverenin şahsı önem arz ettiğinden, çalışanın da iş sözleşmesi sona ermektedir. Bu halde iş sözleşmesi sona erse de, belirlenen süreden önce sona ermesi sebebiyle kıdem tazminatı gibi doğmuş haklar ve alacaklar, ölen işverenin mirasçılarından talep edilebilmektedir.

Ölüm Halinde İş Sözleşmesinin Sona Erme Anı

Gerek işçinin ölümünde gerekse iş sözleşmesinin kurulmasında işverenin kişiliğinin önem arz ettiği hallerde işverenin ölümünde, iş sözleşmesi ölüm tarihinde ortadan kalkmaktadır. Bu sebeple başkaca bir işlem yapılmasına ya da bildirimde bulunulmasına gerek bulunmamaktadır. Ölümün sona erme sebebi olarak kabul edildiği bu hallerde, iş sözleşmesi kendiliğinden sona ermektedir.