29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Pazar günü…

100 yıl…

Bir asır…

Zaman öyle bir akıp gidiyor ki, Cumhuriyetimizin 100. Yılını Pazar günü kutlayacağız…

Çocuklarımız öyle bir hazırlık içindekiler ki, Pazar günü hepsini izleyeceğiz…

Nice 100 yıllara diyoruz, bütün herkesin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum…

************************

Cumartesi günü Vakfıkebir’de ilginç bir kaza meydana geldi…

Kazada, iki taraf hızlı bir şekilde Vakfıkebir şehir içi 14 Şubat Kurtuluş Caddesinde ilerlerken, kafa kafaya çarpıştılar…

İlginç olan tarafı, araçların bir tanesi bölge trafiğe ait olan trafik otomobili…

Öteki aracı bir kadın kullanıyor ve arkasındaki bir araçla birlikte yarış yapıyor gibiymişler.

Çarşı içinde çayocağına doğru ilerleyen araç, son anda toparladığını dile getirdiler…

Bölge Trafiğe ait olan Trafik otomobili ise diğer yönde gelirken, bir aracın ona yol vermemesinden dolayı sinirlenip, patinaj çektirerek hızlı bir şekilde kalktığını ve kazaya onunda sebebiyet verdiğini söylediler görgü tanıkları…

Peki; bölge trafik o saatte çarşı içerinde ne işi vardı?

Vakfıkebir şehir içi, bölge trafiğin bölgesi mi?

Yoksa özel bir işi olduğundan mı, şehiriçindeydiler?

Devletin aracı özel işlerde kullanılıyor mu?

Tasarruf tedbirleri kapsamında olan bir ülkeyiz değil miyiz?

Vakfıkebir trafik ekiplerinin bölgesi mi değişti?

En son Cumhurbaşkanı tasarruf tedbirlerini açıklamıştı…

Bu tedbirler belli başlı yerlere mi özel yoksa her yerde geçerli mi?

************************

Bu nasıl insanlık?

Acaba bu yapılan insanlık mı?

Yoksa başka bir şey mi?

Vakfıkebir Plajına yapılan bu saldırı, halk tarafından kınandı…

Milli servete zarar veriyoruz…

Yıllar önce halkın kullanımı için yapılan plaj, maksadını aştığını görüyoruz…

Gençler, gece belirli bir saat aralığında içki içilen yer olarak benimsenmiş…

İnsanların kırıp/dökme yeri oldu…

Her kafası bozuk ve zoruna gidenlerin uğrak yeri oldu.

Biz Vakfıkebir’e nasıl zarar veririz peşindeler…

Yazıktır, günahtır, yapılmışa neden saygı göstermiyoruz?

Yaz geldiğinde insanlar burayı kullanıyor.

Denize giren insanlar, duşları alıp evlerinde gidebiliyorlar.

Şimdi ne olacak, kırılan yerler tekrar yapılacak ve yine kırılacak…

Birkaç ay önce yine aynı olmuştu…

Her yıl birkaç defa zarar veriliyor ve hiçbir önlem alamıyoruz…

Başıboş kalmanın bedeli…

Vakfıkebir Emniyet biraz daha orada fazla mesai yapacağı görünüyor.

Bekçiler sürekli o tarafa doğru volta atacaklar, gece gençlerin uğrak yeri olmaması için uğraşacaklar…

Şu uğraşılan işlere bakar mısınız?

Ne için nereyi, kimlerden koruyoruz…