Ülkemiz son dönemde basına yansıyan haberlerde de görüleceği üzere acil çözüm üretilmesi gereken sahipsiz köpek sorunu ile karşı karşıyadır. Köpeklerin itlaf edilmesi (öldürülmesi) başta olmak üzere çok farklı görüşlerin ileri sürülmeye başladığı görülmektedir. Bu konuda etkin çözüm için öncelikle uluslararası ve ulusal yasal düzenlemelerin neler olduğuna ve buna göre neler yapılabileceği bakmak gerekir.

Ülkemizde 2004 yılında kabul edilen Hayvanları Koruma Kanunu’nun 1’inci maddesinde Kanun’un amacı şu şekilde ortaya konmuştur:

Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.

Kanun’da hayvanlar, evcil hayvan, sahipsiz hayvan, güçten düşmüş hayvan, yabani hayvan, ev hayvanı, kontrollü hayvan, deney hayvanı ve kesim hayvanı olmak üzere sınıflandırılmıştır. Yasaya göre sahipsiz hayvan, barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları ifade etmektedir (f bendi); güçten düşmüş hayvan, bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıkları haricinde yaşlanma, sakatlanma, yaralanma ve hastalanma gibi çeşitli nedenlerle fizikî olarak iş yapabilme yeteneğini kaybetmiş binek ve yük hayvanlarını (g bendi); yabani hayvan ise, doğada serbest yaşayan evcilleştirilmemiş ve kültüre alınmamış omurgalı ve omurgasız hayvanları ifade etmektedir.

Bu tanımlamaya göre sokaktaki sahipsiz köpekler, sahipsiz hayvan olarak tanımlanmıştır.

Sahipsiz köpeklerin itlaf edilmesi (öldürülmesi) mümkün mü?

Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin “Sayıların Azaltılması” başlıklı 12’nci maddesinde, Sözleşmeye taraf olan devletlerden birinin, başıboş hayvan sayısının sorun oluşturduğu sonucuna ulaşması halinde gereksiz ağrı, acı ve ızdırap çekmelerine sebep vermeyecek şekilde sayılarını azaltmak için uygun yasal ve/veya idari tedbirleri alacağı belirtilmiştir. Bu hükme göre başıboş hayvanların mevcut koşullar itibariyle “insan yaşamı açısından tehlikeli olduğu tespit edildiği takdirde” bu hayvanlar hakkında öldürülmeleri de dahil olmak üzere çeşitli tedbirler alınabilecektir.

Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşme hükümlerine göre bu tedbirler şu iki koşula uygun şekilde gerçekleştirilmelidir:

1. Hayvanın yakalanması esnasında hayvana fiziksel ve manevi olarak en az seviyede acı verecek şekilde gerçekleştirilmesi,

2. Yakalanan hayvanların muhafaza edilmesi veya öldürülmesi işlemlerinin bu Sözleşmede belirtilen prensiplere uygun olarak gerçekleştirilmesi.

Buna göre toplumda insanların yaşamı açısından tehlikelilik durumları açık hale gelen sahipsiz hayvanların öldürülmeleri, hayvanların gerek toplanması gerekse öldürülmeleri esnasında en az acı ile gerçekleştirilmeleri koşuluyla mümkün kılınmıştır.

Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmenin bu açık düzenlemelerine karşılık ülkemizde yürürlükte olan Hayvanları Koruma Kanunu ile sahipsiz hayvanların öldürülebilme hali çok daha sınırlı tutulmuştur.

Peki ülkemizde sahipsiz hayvanlar hangi durumlarda itlaf edilebilir (öldürülebilir) mi?

Kanuna göre hayvanların itlaf edilmesi, ancak hayvanlar arasında yaygınlaşan hastalığın önlenmesi amacıyla gerçekleştirilebilir. Mevcut düzenleme çerçevesinde sahipsiz hayvanların insan yaşamı ve sağlığı açısından tehlike oluşturması halinde itlaf edilmelerine, öldürülmelerine imkân veren bir durum söz konusu değildir.

Yani mevcut düzenleme çerçevesinde zaten hasta durumda olan, acı içerisinde olan ve tehlike saçan hayvanlar ötenazi ile öldürülebilir. Bununla birlikte insan yaşamı ve sağlığı açısından tehlikeliliğin ortaya çıktığı acil durumlarda hayvanların mümkün olduğunca acısızı şekilde öldürülmelerine imkân verecek düzenlemeler bağlamında Hayvanları Koruma Kanunu ile Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun hem kendi aralarında hem de Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesiile uyumlu duruma getirilmesi gerekmektedir. Zira bizim kanunlarımızdaki ifadeler, kurallar ve istisnalar birbirine karışmış ve sorunu çözme noktasında yeterli değildir. Bu noktada Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin çok daha açık olduğu ve uygulanabilir olduğu ifade edilebilir.