Yasaya göre trafik kazası, karayolları üzerinde hareket halinde olan, bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma veya maddi zararla sonuçlanan olay olarak tanımlanabilir.
Trafik kazası haksız fiil sorumluluğu doğurmaktadır. Bu husus zamanaşımı, yetkili mahkeme, tazminat miktarı ve zararın talep şekli gibi birçok konun tespiti açısından önem arz etmektedir.
Trafik kazası nedeniyle tazminat davası, trafik kazasının meydana getirdiği zararların kazada sorumluluğu bulunan kişilere karşı zarara uğrayanlarca açılan bir dava türüdür.Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasını Kimler Açabilir?
Trafik kazası nedeniyle ölüm gerçekleşmiş iseölenin desteğinden yoksun kalanlar maddi ve manevi tazminat davası açabilirler. Destekten yoksun kalanlar bunu ispat edebildiği ölçüde tazminat taleplerini sorumlularına yöneltebilecektir. Aksi ispatlanmadıkça ölenin eşi ve çocuklarına, bekarsa anne ve babasına destek verdiği kabul edilir.
Trafik kazası nedeniyle yalnızca yaralama meydana gelmişse yaralananın kendisi iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunabileceği gibi uğradığı elem, acı ve ıstırap nedeniyle de ayrıca manevi tazminat talebinde de bulunabilir. Yaralananın yakınları maddi tazminat talebinde bulunamaz. İstisnai olarak yasaya göre haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması durumunda manevi tazminat talebinde bulunabilecekleri kabul edilmiştir.Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamış olup, uygulamada ağır bedensel zarar, uzuv kaybı ve hayati fonksiyonları yerine getirememe gibi durumlar olarak kabul edilmektedir.
Maddi hasarlı trafik kazasında ise trafik kazasına karışan aracı veya başkaca bir eşyası zarara uğrayan kişiler zarar veren karşı tazminat talebinde bulunabilir. Bunun yanında, ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarında ölenin veya yaralananın kullandığı aracın sahibi olan kişi başkası ise, bu kişi de aracında meydana gelmiş olan maddi hasarın giderilmesi talep edebilir.
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasını Kim veya Kimlere Karşı Açabilir?
Trafik kazası haksız fiil niteliği taşıdığından, dava haksız fiil sorumlularına karşı açılır. Bu kişi ve kurumlar aşağıdakigibi sıralanabilir:
Araç Sürücüsü:Yasa uyarınca kusurlu araç sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir. Kusurlu araç sürücüsünün sorumluluğu doğrudan haksız fiil sorumluluğudur.
Sigorta Şirketi: Trafik kazası sonucu ölüm, yaralama veya malvarlığı zararlarından doğan maddi tazminat talepleri Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası veya İhtiyari Mali Mesuliyet SigortasıKasko’ nun yapıldığı sigorta şirketine de poliçe limiti ile sınırlı olarak yöneltilebilir. Sigorta şirketine manevi tazminat talep edilemez.
Araç İşleteni:Yasaya göre aracın maliki işleten olarak sorumlu kabul edilmekle birlikte, aracı bir işletme unvanı adı altında işleten de sorumlu tutulmuştur. Kanun metninin devamında da ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kişinin de işleten sayılacağı belirtilmiştir.
Aracın Sahibi:Araç sahibide bütün zararlardan sorumlu olur.
Bu Davalarda ZamanaşımıVar Mıdır?
Trafik kazasında zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi olarak kazanın meydana geldiği tarih esas alınmalıdır. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davası zamanaşımı süreleri haksız fiillere uygulanan iki zamanaşımı türü olan dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımıdır. Bu sürelerden davacı lehine olan süre uygulanır.
Yasaya göre motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.
Tazminat Nasıl Hesaplanır?
Maddi tazminat belirlenirken manevi tazminata nazaran daha objektif koşullar esas alınır. Yani olayın meydana geliş şekli, kaza sonrası davranışlar, sosyal ve ekonomik durum, meslek ve kariyer, sağlık durumu, aile durumu gibi durumlar dikkate alınarak zarar görenin hayatı üzerindeki etkileri belirlenerek hesaplama yapılır.
Manevi tazminat miktarının hesaplanmasında belli bir yöntem olmayıp hakkaniyet esas alınarak bir değerlendirme yapılmaktadır. Hesaplama yapılırken, somut olayın özellikleri, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı, beden gücü kaybı sebebiyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırap gözetilerek bir belirleme yapılmalıdır.
Manevi tazminata hükmedilirken amaç maddi zararı karşılamak değildir. Bununla birlikte amaç zarar görende manevi huzurun sağlanmasıdır. Sonuç olarak manevi tazminat, zarar görenin zenginleşmesine ve zarara sebebiyet verenin yoksulluğa düşmesine yol açmamalıdır.