Bolu Kartalkaya’da meydana gelen ve 78 vatandaşın yanarak öldüğü otel yangınında dersler çıkarmalıyız.

Binada yangının bu güne kadar çıkmaması ve ihmalkârlık nedeniyle yapılmayan yangın merdiveninin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.

Yurdumuz genelinde herhangi bir kaza ya da doğal afet olduğunda olayın sıcaklığı ile kâğıt üzerinde de olsa hemen bir dizi önlemler alıyoruz. Bu tür üzücü olayların tekrar yaşanmaması için nasıl bir çalışma içerisinde olmalıyız diye yazılı basın, görsel basın ve TV ekranlarından bilgilendirmeler yapılır durur.  Ancak her olayın unutulması gibi bu tür üzücü olaylarda hafızalarımızdan bir başka konunun oluşmasıyla güncelliğini yitirir.

Geçtiğimiz hafta başında yurdumuzu derin acıya boğan Bolu Kartalkaya Grand Kartal Otel'de çıkan yangın sonrası halkımız gitmiş oldukları kurumlarda yangın merdiveni var mı?  Var ise ne taraftadır ve olası bir tehlike anında nasıl ulaşırımın hesabında. Ya da akraba ziyareti için gittiklerinde artık kısa bir hasbihalin ardından binanın yangın merdiveni olup olmadığını sorgular hale geldi.

Aslına bakarsanız doğal felaketler ve yangın gibi afetlerle yaşamayı öğrenmeliyiz. Teknoloji ilerlemesiyle köyler ve mahalleler eskisi gibi sadeliğinden uzaklaşarak kasaba evleri gibi çok katlı evlerde yaşar hale geldik.

Yaşadığımız ilin Büyükşehir olması nedeniyle birçok ilçede itfaiye birimleri lav edilerek belli merkezlere bağlanmıştı. Ancak yaşanan olumsuzluklar nedeniyle her ilçede itfaiye amirlikleri yeniden tahsis edildi ve bu günkü şekliyle hizmet vermeye başladılar.

Kırsal kesimlerde ikamet ettiğimiz mahallelerde doğabilecek bir doğal afet ve yangın gibi acı olaylara anında müdahale edebilecek olan itfaiye aracının takdir edersiniz ki yangın yerine ulaşana kadar bir hayli zaman geçiyor. Bu durum yangın mahallinde can ve mal kayıplarına neden olabiliyor.

Yangınların olabilecek tehlikeleri azamiye indirilmesi için Trabzon Büyükşehir Belediyesine bağlı İtfaiye birimleriyle ilgili İlçe Kaymakamları, Belediye Başkanları, Muhtarlar ve ilgili birimler ile genel olarak bir istişare yapılarak alınacak önlemler ve görev bölümünü oluşturan bir çalışma yapılarak sonuçlarından vatandaşlar bilgilendirilmelidir diye düşünüyorum.

Olası çıkan yangında itfaiye aracının yangın mahalline gelene kadar müdahale edilebilecek önlemler için gerekli olan araç ve gereçlerin bulundurulma zorunluluğu gözden geçirilebilir. Hatırlarsınız çocukluğumuzda her okulun girişinde yangın köşesi olur ve kazması, küreği, uzun saplı yangın söndürme aletinin önünde birkaç kova su ve kum kovaları olurdu. Şimdi ise bunların yerini yangın söndürme tüpleri aldı. Aslında bu araçlar basit gibi gözükse de bazen çok işe yaradığını hepimiz biliriz. Ayrıca okullarda öğrencilere bir yangında kullanılan araçlar tanıtılmalı, yangına nasıl müdahale edilir eğitimi/tatbikatı sık sık yaptırılarak hafızalarında canlı tutulmalı.

Velhasıl, Bolu Kartalkaya’da yaşanan otel yangını hafızalarımızı tazelememize vesile oldu. Fakat bu tür hadiselerden ders çıkarabilirsek en azından olası ikinci bir felaket ve facialara zemin hazırlamamış oluruz.

Vatandaşın toplu kullandığı binalara yangın söndürme tüpü zorunluluğu getirilebilir diye düşünüyorum.

Bizim söylediklerimiz yalnızca öneri mahiyetindedir, sakın kimse akıl vermek gibi algılanmasın. Yoksa facia ve acı olayların yıldönümlerinde anma olarak tarih sayfalarında yerini alırlar.