On bir ayın sultanı Ramazan geliyor geldi derken anlamadık ne zaman bu gün yirmi birinci gün oldu.
Bir hadis-i Şerif’te “kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan Orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” diyor. İnşallah bizlerde Ramazanın son günlerine girdiğimiz bu zamanda bağışlananlardan oluruz.
Hani hep deriz ya bu ayın maneviyatı çok yüksek diye. Gerçekten öyle 18 Mart Çanakkale zaferinin 104. Yıl dönümü bu yılda Ramazan Ayına gelmesiyle maneviyatımız tavan yapmış durumda.
Aziz milletimiz, geçmişte pek çok zorluklarla başa çıkmış en kutsal değer olarak gördüğü vatan için büyük bedeller ödemişiz.
Çanakkale Zaferi olarak tarihte yerini alan 18 Mart 1915 tarihi, milletimizin bütün fertlerinin tek vücut haline geldiği, bağımsızlığını, onurunu, vatanını ve bayrağını korumak için bütün gayretiyle mücadele ettiği bir dönüm noktasıdır
Vatanını ve mukaddesatını korumak için canını ve kanını feda etmiş olan şehitlerimiz; bu yüce değerlerimizin korunmasını, savunulmasını ve ilelebet yaşatılmasını bizlere emanet etmişlerdir
Milletimizin bitmez tükenmez gücüne, en güzel örnek olarak tarihimizde parlayan Çanakkale Zaferi'nin, özellikle genç nesillere iyi anlatılması, bu vefa borcunun ifa edilmesi olduğu kadar geleceğimiz açısından da önemli bir sorumluluktur.
Günümüze gelecek olursak Çanakkale Ruhunu yansıtmak durumundayız. Yani birlik ve beraberliğimizi perçinlemekten başka çaremiz yok. Yoksa kurtlara kuşlara yem oluruz. Özellikle ilçemiz özelinde Çanakkale Ruhunu yansıtmak için bir milat olarak düşünerek “Her şey Vakfıkebir İçin” sloganıyla ilçemizin gelişmesi ve güzelleşmesi adına herkesin üzerine düşenden daha fazlasını yapması lazım.
Mesele, Ülke ve vatan olduğunda, biz bize yeteriz… Gerçekten mesele biz olabildiğimizde biz bize yeteriz. Yetmememiz için bir neden yok. Tabi ki fikirler ve görüşler ayrı olabilir önemli olan asgari müşterekte buluşmaktır. Önemi olan fikirlerin çatışmasından en güzeli ve en olumlusunu bulabilmektir.
“Hiçbir şey mucize değildir yeter ki iste. Bizim davamız ilçemizin geleceğidir”. Başka bir istek, arzu ve talebimiz olmaz. İlçemizin gelişmesi ve güzelleşmesi için top yekun bir olmak lazım.
Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim, çünkü mucizeler her gün yaşanabiliyor. Onun için Zeynel Abidin’in dediği gibi, “bu dünya darılma dünyası değil, dayanma dünyasıdır”. Yani yol belli hedef belli.
Fikirler farklı olsa da, niyetler aynı, yolun sonu “yapılacak hizmetler vatandaşın konforunu arttırmak için” ilçemizin gelişmesi ve güzelleşmesi için olduğunu unutmadan bir olarak beraber olarak yani tek yumruk halinde kimseleri kırmadan incitmeden.
Olumlu fikirlerimizi beyan ederek ilçemizin gelişmesine ve güzelleşmesine çoluğuyla çocuğuyla, kadınıyla kızıyla velhasıl yaşlısıyla gençiyle destek vererek çıtayı yukarılara taşımak şiarımız olsun.
Yazımıza 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün Havza konuşmasında dediği gibi “Hiçbir zaman umutsuz olmayacağız, çalışacağız ve memleketimizi kurtaracağız”.
Bizde ilçemizi geliştirip güzelleştirmek için hep beraber çalışacağız, çalışacağız ve çalışacağız…
Ramazan Bereketi ve Çanakkale Ruhu
MEHMET BÜLENT ALP "İSKELEDEN GÖRÜNENLER"
Yorumlar