15 Temmuz 2016 hain darbe girişimin kahraman milletimizin, vatan hainlerine karşı, büyük bir cesaret ve kararlılıkla; vatanımıza sahip çıktığı günün yıl dönümünü yaşıyoruz. Darbe girişimin ardından 8 yıl geçti.
15 Temmuz gecesi Türkiye sırtından vurulmaya çalışıldı. Hamd olsun ki yüce Türk Milleti vatan nöbetini canıyla tuttu, sonucunu da kanıyla imzaladı. Hainlere fırsat vermedi.
Ulus olarak o geçe 253 şehit verirken, 2 bin 739 vatandaşımız da gazi oldu. Tarihte eşi ve benzeri olmayan bir millet olarak gerçek kahramanların her zaman kritik zamanlarda ortaya çıktığını dünyaya bir kez daha ispatladık.
Halk olarak bu can, cansız olur fakat vatansız olamaz şiarıyla sokaklara döküldük. Mesele vatan ve ülke olduğunda biz bize yetebileceğimizi kanıtladık. Bedenini toprağa düşürüp, bayrağını toprağa düşürmeyen tek millet Türk Milleti olduğunu kanıtlarcasına hainlere fırsat vermedik.
Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi zamanı gelince “Vatanın ihanete nedeni olmaz, er geç bedeli olur”un karşılığını aziz milletimizde 15 Temmuz gecesi karşılık buldu. İnanç, sabır, azim ve mücadele olduğu müttetçe aşılmayacak hiçbir engel olmadığını o karanlık gecede millet olarak kanıtladık.
Tıpkı, yeni doğan güneş, karanlık gecenin sabahında umudun müjdeleyicisi olduğu gibi, O gece kurşunlar ölüme değil, direnişimize yağdı. Aşkı vatan olanlar o gece de yine yanılmadı. Yanılanlar ise iç ve dış hainlerdi. O gece aziz milletimiz elinde bayrak, dilinde tekbirlerle ölüme niyetlendi. Yarınlar huzur içersinde olsun, çocuklar ağlamasın diye vatan elden gitmesin diye ölüme meydan okudu.
O hain gece olduğu gibi 253 şehidimiz gibi geride ölümü şahadetlendirmek için milyonlarca vatanseverimiz var. 16 Temmuz sabahı Türk Milleti’ne karanlık bir gecenin ardından aydınlık bir sabahı bir vatan ve bir de bayrak kaldı.
Aliye İzzetbegoviç’in dediği gibi ” ölmeye hazır olan insanlar, hazır olmayanlara karşı galip geldi”. Geçmişte olduğu gibi o gece ne bedeller ödendi vatan uğruna. Gökyüzünün utancından zifiri karanlığa büründüğü geçenin adı 15 Temmuz olarak hafızalarımıza kazındı.
Dedem Korkut ne güzel söylemiş; kahpe içerde olunca kapı kilit tutmaz ey oğul sözünü haklı çıkarırcasına Seyit Ahmet Sılay’ın da dediği gibi “Dünyanın hiçbir milletinde bizim kadar hain çıkmadığı” gerçeğini unutmamak gerek. Bütün dünya gördü ki, asil kanlarıyla suladıkları bu vatan toprağının bir karışını bile hainlere teslim etmeyen ve demokrasiye göz diken kanlı ellerin hâkimiyetine girmeyen Türk Milleti, büyük ve asil bir millettir. Genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle 7'den 70'e asil milletimiz, 15 Temmuz'da ölümü öldürdü, korkuyu korkuttu.15 Temmuz, devletini, vatanını, milletini ve bayrağını canından aziz bilenlerin destanı olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Vatanseverliği konuşmak kolay, vatansever olmak zordur cesaret ister, aşk ister. O hain gecede, milletimizin elinde ne silah vardı ne sopa, sadece Allah’a ve kalplerdeki vatan sevgisine güvenerek sokağa döküldü, vatan aşkı kara bir sevda olduğunu, bu kara sevdanın ancak ve ancak kara toprakta biteceğini hiçbir zaman göz ardı etmedi.
Türkiye güzel bir ülke çünkü hem tarihi geçmişi yansıtan essiz eserleri, hem de yeryüzünün nadir güzelliklerini barındıran bir coğrafyada olduğu için ülkemiz üzerinde heves ve hayalleri olan bir süsü hainlerle karşı karşıya olan bir ülkeyiz.
Ülkemizin üzerinde hain emeller peşinde koşanlar, 15 Temmuz hain darbe girişiminde olduğu gibi, bundan sonrada karşılarında daima vatansever halkımızı bulacaklar. Ülkemizi bölmek. Parçalamak ve kardeşkanı akıtmak isteyen hainlere karşı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi göğsünü siper ederek büyük bir kahramanlık destanı yazacak kararlılıkta olacak aziz milletimiz.
15 Temmuz gecesi, yıllardır özlem duyduğumuz birlik ve beraberlik ruhunu hatırlatan gecenin tek kazanımı oldu. Milli değerlerine bağlı bir nesil Türkiye’yi daha güçlü kılabilir ve daha güçlü yarınlara taşıyabilir.
Üzerimizde, al bayrağın gölgesi hiç eksik olmasın. Allah bir daha bu memlekete, bu millete böyle acılar, böyle hainlikler yaşatmasın.