Tarihte en fazla tartışılan padişahlardan birisi hiç şüphe yok ki 11. Abdülhamit’tir. Teşkilatı mahsusa (MİT) onun zamanında kuruldu. İnsanlar bir birleri ile konuşacakları zaman acaba 11. Abdülhamit bizim konuştuklarımızdan haberi olur mu diye korkuyorlardı. Çünkü 11. Abdülhamit başta kalmak için elde ettiği maddi manevi bütün imkânları kullanıyordu. Farklı düşüncelere tahammülü yoktu, her şeyi kendisinin bildiğini sanıyordu. Tarihte despot bir padişah olarak anılmaktadır. 1876 ve 1909 yılları arasında 33 yılda Osmanlının toprak kaybı yaklaşık Türkiye’nin topraklarının iki katıdır. Bazıları ulu hakan bazıları da kızıl sultan derler. Bediüzzaman ise ne ulu hakan ve ne de kızıl sultandır, vatanını seven despot bir sultandır der.

Saf dindarlar, genelde doğulu insanların çoğu başında bulunan idarecileri dindar görmek isterler, bu bir hastalıktır. Ne olursa olsun namazını kılsın onun için yeterlidir. Bir ara doğuda eşkıyalar isyan ettiler, nedeni sorulunca bizin kaymakam içki içiyor, namaz kılmıyor bizler bu adamlara nasıl güveneceğiz dediler fakat kendileri de namazsız insanları soyan eşkıyalardı. Doğu genelde bu şekil dindar olduğu için eşkıyası bile yol kesip insanları soyduğu zaman, tüfeği doğrultup hakkını helal et dermiş, sonra ananın sütü gibi helal olsun cevabını alınca insanları bırakırmış. Sanatkâr dindar ise, işini en iyi o yapar şeklinde düşünülüyordu. Hâlbuki İslam, işte maharet, dinde salihlik esastır der.  Bir adam saat tamir ettireceği zaman bunun dindarlıkla ne ilgisi var, camiye imam seçmiyoruz ki dindarlığını arayalım.

11. Abdülhamit, dindar kesim tarafından bir evliya gibi görünmesi yüzünden yaptığı bütün hatalar kutsal ve olumlu kabul edildi. Zamanının en büyük din âlimleri ve aydınları 11. Abdülhamit’e karşı çıktılar.  Bunların başında M. Akif, Elmalılı Hamdi, Konyalı Vehbi hoca ve Said Nursi vb gibi şahsiyetler gelir. O zamanlar Osmanlı, hafiye(polis) devleti görünümünde idi. Özgürlükler ayakaltına alınmış, ekonomi çökmüş, aydınların çoğu kaçmış, beyin göçü hızlanmıştı, ülke çökmek üzereydi. Onu sevenler, koca Osmanlıyı 33 yıl ayakta tuttu derken, aslında biraz daha yaşama şansı olan Osmanlının çöküşünü hızlandırdı, yıkılışını öne aldı demek daha mantıklıdır.  Ona karşı çıkanları, hain ve düşmanlarla işbirlikçi olarak görülüyorlardı. Bu çağda Kuran ve İslam, fen bilimlerini bilmeden anlaşılmaz. 11. Abdülhamit’in dindarlığı skolastik ortaçağın hurafeleri şeklinde idi. İlim adamlarının, Yıldız Sarayının fen fakültesi yap ikazlarına kulaklarını tıkayarak saraylarda yaşamaya devam etti. Kendi gibi düşünen ve kendisini övenlere karşı anlayışlıydı ve onların özgür düşünme hakkı verdı. Hürriyet hava gibidir, olmadığı yerde hayat ve güzellikler olmaz. Allah ve Rahmanın sonsuzluğu insanlık âleminde hürriyet olarak yansır. Özgürlüğü olmayan veya özgür düşünemeyen insan hayvan mertebesinde kalır, insanlıktan çıkar.

OSMAN KOYUNCU 0535.760. 48. 39.  VAKFIKEBİR TRABZON